Bir edebiyatçının kelimelerle dokuduğu dünyada, bir hastanenin “yataksayısı” bile yalnızca bir sayıdan ibaret değildir; o sayı, acılarla umutların, bekleyişlerle hikâyelerin toplanmış halidir. Her yatak bir öykü’ye, her koridor bir şiir’e açılan kapıdır. Bugün “Ankara Hastanesi kaç yataklı?” sorusuna, edebiyatın izlerini taşıyarak dolanmak istiyorum: sayı ile ruhun kesiştiği yerde nasıl anlamlar doğar, birlikte keşfedelim. Sayılardan Öte: Yatak Kavramının Edebi Yansımaları Bir hastane o kadar da donuk bir mekân değildir; her yatak, sabırsız nefesleri barındırır. O yatakta çocuk umutla bekler, yaşlı insan geçmişin izlerinde dolaşır, sevgililer sessizce dua eder. “Yatak sayısı” dediğimizde, bu sayının ardında görülemeyen bir insan kalabalığı, sessiz çığlıklar ve…
Yorum BırakKategori: Makaleler
200 Okka Gürz Kaç Kilo? Ağırlığın Psikolojisi Üzerine Derin Bir Yolculuk Bir psikolog olarak bazen bir kelime, bazen bir ölçü birimi bile insan davranışlarını anlamak için ilginç bir kapı aralar. “200 okka gürz kaç kilo?” sorusu ilk bakışta sadece matematiksel bir dönüşüm gibi görünse de, aslında zihnimizin ağırlığı, güç algısını ve kontrol duygusunu nasıl yorumladığına dair derin psikolojik anlamlar taşır. Bu yazıda, 200 okkalık bir gürzün fiziksel ağırlığının ötesine geçip, onun bilişsel, duygusal ve sosyal psikolojideki izdüşümlerini inceleyeceğiz. 200 Okka Gürzün Gerçek Ağırlığı Öncelikle kısa bir bilgi: 1 okka yaklaşık 1,282 kilogramdır. Dolayısıyla, 200 okka gürz yaklaşık 256,4 kilogram eder.…
Yorum BırakKandidoz Ne Demek? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Hepimizin bedenine dair konuşmaların zaman zaman utangaçlıkla, çekingenlikle hatta bazen de yanlış bilgilerle şekillendiği bir dünyada yaşıyoruz. Sağlık konularını konuşmak hâlâ birçok toplulukta tabu olarak görülürken, özellikle kadınların bedenleri söz konusu olduğunda mesele daha da karmaşık bir hâl alıyor. İşte tam da bu noktada, sadece tıbbi bir terim gibi görünen kandidoz meselesi, aslında toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi dinamiklerle kesişen çok daha geniş bir konunun kapılarını aralıyor. Kandidoz Ne Demek? Tıbbi Bir Terimin Ötesinde Kandidoz, “Candida” adı verilen mantarların, özellikle de Candida albicans türünün aşırı çoğalması…
6 YorumVaruna Gezginin Sahibi Kimdir? Felsefi Bir Yaklaşım Bir şeyin sahibi olmak, aslında sahiplik duygusunun ötesinde, ontolojik bir meseleye dönüşebilir. Bir varlık, bir nesne veya bir kavramın sahibi kimdir? Sadece fiziksel mülkiyet üzerinden mi tartışılır bu konu, yoksa daha derin, varoluşsal boyutları da içerir mi? Bu yazıda, ‘Varuna Gezgin’in sahibi kimdir?’ sorusuna hem etik, epistemolojik hem de ontolojik açılardan bir bakış açısı sunacak ve filozofik bir perspektifle bu soruyu irdeleyeceğiz. Ontolojik Perspektiften Mülkiyet ve Sahiplik Ontoloji, varlıkbilimidir. Bir şeyin varlık hali, bir başka deyişle, bir şeyin var olma biçimi ile ilgilidir. Varuna Gezgin’in sahibi kimdir sorusu, bu bağlamda iki yönlü bir…
8 YorumTavuk Göğsü Fırına Atılır mı? Kaynakların, Kararların ve Ekonominin Sofrasından Bir Analiz Bir ekonomist olarak dünyaya baktığınızda, her şey bir seçim problemine dönüşür. Çünkü ekonomi, özünde sınırlı kaynaklar karşısında sonsuz ihtiyaçlar arasında yapılan tercihler bilimidir. Tavuk göğsü basit bir mutfak malzemesi gibi görünse de, aslında ekonomi biliminin kalbinde yatan temel soruları hatırlatır: “Kısıtlı kaynaklarla en iyi sonucu nasıl elde ederiz?” ve “Bir seçimin fırsat maliyeti nedir?” İşte bu noktada, “Tavuk göğsü fırına atılır mı?” sorusu yalnızca bir mutfak denemesi değil; aynı zamanda mikro ve makro ölçekte alınan ekonomik kararların simgesidir. Bireysel Tercihler ve Fırsat Maliyeti: Fırın mı, Tavada mı? Ekonomide…
Yorum BırakSosyal Yardım Giyim Yardımı Nedir? İktidar, Ideoloji ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Güç ilişkileri ve toplumsal düzen, her toplumun yapı taşlarını oluşturur. Siyaset bilimcileri, toplumsal yapıyı anlamaya çalışırken, devletin vatandaşlarla olan ilişkilerini sorgularlar. Bu ilişkiler yalnızca ekonomik yardımlar üzerinden değil, aynı zamanda ideolojiler ve kurumlar aracılığıyla şekillenir. Sosyal yardım sistemleri, bir devletin vatandaşlarına yönelik bakımını ve kontrolünü nasıl sağladığının önemli göstergeleridir. Bu bağlamda, sosyal yardım olarak sunulan giyim yardımları, hem ekonomik hem de toplumsal bir fenomen olarak, iktidar ilişkilerini ve toplumsal düzeni nasıl şekillendirdiğini anlamamıza yardımcı olabilir. Peki, giyim yardımları, sadece bir ihtiyaç mı yoksa devletin toplumu…
Yorum BırakInstagram Yüz Efektleri Nerede? Geçmişten Günümüze Dijital Dönüşüm Giriş: Bir Tarihçinin Perspektifinden Dijital Yüzeyin Evrimi Teknolojinin hızla geliştiği bir çağda yaşıyoruz ve her geçen gün, dijital dünyanın sınırları daha da genişliyor. Instagram gibi sosyal medya platformları, kişisel kimliklerimizi ve toplumsal ilişkilerimizi şekillendiren araçlardan biri haline geldi. Ancak, bu dijital dönüşümün arka planında aslında çok daha derin bir tarihsel sürecin yattığını görmek mümkün. Ben bir tarihçi olarak, toplumsal değişimlerin bazen küçük teknolojik yeniliklerle başladığını ve bu yeniliklerin insanlık tarihini nasıl dönüştürdüğünü gözlemliyorum. Instagram yüz efektleri, aslında yalnızca bir eğlence aracı olarak başlamış olsa da, günümüzün dijital kimlik inşasının önemli bir parçası…
8 YorumKalsiyum Eksikliği Beyni Etkiler mi? Zihnimizin Sessiz Alarmı Bir sabah uyandığınızda nedenini bilmediğiniz bir unutkanlık ya da dikkat dağınıklığı hissediyor musunuz? “Yorgunum” deyip geçiyoruz çoğu zaman. Ama ya bu basit bir yorgunluk değilse? İşte tam da bu noktada, vücudumuzun en temel minerallerinden biri olan kalsiyum devreye giriyor. Çoğu insan onu sadece kemiklerle ilişkilendirir, oysa kalsiyumun hikâyesi çok daha karmaşık ve düşündürücü. Kemiklerden Zihne: Kalsiyumun Görünmeyen Yolculuğu Kalsiyum, insan vücudundaki en bol bulunan mineraldir. Ancak %99’u kemiklerde ve dişlerde depolanırken, geri kalan %1’lik kısmı sinir sistemi için hayati öneme sahiptir. Sinir hücreleri, iletişim kurmak için kalsiyuma ihtiyaç duyar. Yani bir düşünce,…
6 YorumÖğrenmenin Işığıyla Görmek: “Gözleri Açılmak” Üzerine Pedagojik Bir Değerlendirme Eğitim, insanın iç dünyasında yavaşça doğan bir aydınlanmadır. Her öğrenci, bir gün farkında olmadan yaşadığı bir “aha” anıyla dünyayı bambaşka görmeye başlar. İşte bu an, halkın dilinde çok güçlü bir biçimde ifade edilir: “Gözleri açılmak.” Bu deyim, yalnızca farkına varmayı değil, bilginin dönüştürücü gücünü temsil eder. Eğitimciler olarak biz biliriz ki, bilgi ezberlemenin ötesine geçtiğinde, birey artık yalnızca öğrenen değil; fark eden, sorgulayan ve anlam kuran bir varlık olur. “Gözleri açılmak” tam da bu dönüşümün sembolüdür. “Gözleri Açılmak” Deyim midir? Evet, “gözleri açılmak” bir deyimdir. Türkçede bir kişinin bir konuyu fark…
Yorum BırakBir Antropoloğun Gözünden: Göz Nezlesinin Belirtileri Nelerdir? Kültürlerin çeşitliliğine ve insan bedeninin anlam katmanlarına merak duyan bir antropolog olarak, her zaman şu soruyla başlarım: Bir hastalık sadece bedeni mi etkiler, yoksa kültürün ruhuna da mı dokunur? Göz nezlesi, yani konjonktivit, yalnızca biyolojik bir enfeksiyon değil; insanın dünyayla kurduğu temasın, bakışın ve hatta toplumsal sınırların da bir göstergesidir. Bu yazıda, göz nezlesinin belirtilerini antropolojik bir mercekten ele alacağız — ritüellerden sembollere, topluluk yapılarından kimliklere kadar uzanan çok katmanlı bir incelemeyle. — Göz Nezlesi Nedir? Kültürlerarası Bir Bakış Tıp dilinde göz nezlesi, gözün dış tabakasını ve kapak iç yüzeyini kaplayan zarın iltihaplanmasıdır.…
4 Yorum